TÜRKİYEDE VOLEYBOL TARİHİ-3
BAŞKENT-06-ESİNTİ :: SPOR :: VOLEYBOL
1 sayfadaki 1 sayfası
TÜRKİYEDE VOLEYBOL TARİHİ-3
Çağdaş Voleybol (1976-»»»»)
Asya voleybol anlayışı aşağı yukarı on yıl içinde bütün ileri gitmiş voleybol ülkelerini etki alanına almıştı. Her ülke kendi voleybol anlayışını gözden geçirip köklü değişikliklere uğratmış, kısa sürede dünya voleybolu bambaşka bir görünüm kazanmıştı. Artık her şey ortaklaşa kullanılıyordu. "Asya voleybolu", "Japon voleybolu" demenin de bir anlamı kalmamıştı; "Çağdaş voleybol" deniyordu.
Türkiye ise iki anlayışı birlikte sürdürmekte en fazla direnen ülkelerden biri oldu. Çünkü en seçkin oyuncular kurum kulüplerinde toplanmışlardı. ODTÜ, Altınyurt gibi amatör kulüplerdeki, ulusal takımlardaki çalışmalar, amacı yalnızca şampiyonluk olan kurum kulüplerini etkilemiyor, "Riskli voleybol" diye adlandırılan çağdaş voleybol bu takımlara bir türlü giremiyordu. Genç oyuncuların ulusal takımlardan götürdükleri hareketler, başarılı olabildikleri sürece, oyunu süslemek için kullanılıyor, böyle "fantezi" hareketlere genellikle kolay maçlarda göz yumuluyordu.
Bu yanlış tutumu kıran kulüp Eczacıbaşı oldu. Kuruluşunda, Deplasmanlı Lig'e yükselişinde Ayhan DEMİR'in büyük emeği olan bu kulübün, "Başarıya hangi tarz götürüyorsa o tarz iyidir" görüşünü savunan yöneticileri, içerdeki başarılarla yetinmeyerek Avrupa Kupalarında başarı aramaya başlayınca, hem erkeklerde, hem kızlarda çağdaş voleybola yönelmek gereği duydular.
Ayhan DEMİR'den sonra teknik direktörlüğe getirilen Cengiz GÖLLÜ, aslında , Türkiye'de Asya voleybol anlayışının file hareketlerini ilk uygulatan antrenörlerden biriydi. Ayrıca, 1971 yılında, ulusal takımlarımızın Asya voleybol anlayışına yönelmeleri gerektiği konusunda karar alan Voleybol Federasyonu Teknik Komitesi'nin de bir üyesiydi.
İçerde, kolay, hataları en aza indiren Doğu Avrupa voleybolu ile sonuca gidilebiliyordu, ama dışarıya açılınca, artık herkesin oynadığı çağdaş voleybola geçmek, başarılı olabilmenin tek yoluydu.
Liglerde Eczacıbaşı'nın çağdaş voleybol oynamaya başlaması, İtfaiye (Değer ERBAY), Galatasaray (Cahit ERDOĞUŞ), Vinylex gibi güçlü takımların bu yoldaki çabalarıyla birleşince, birtakım inatçı direnmelere karşın, Türk voleybolunun görünümü de değişiverdi. Bunun sonucu olarak da, kulüp takımlarımız Avrupa kupalarında finallere yükselmeye, dereceye girmeye başladılar.
Gene Cengiz GÖLLÜ'nün Eczacıbaşı'nda yürüttüğü "Çağdaş voleybol" çalışmalarının ürünü olan çok büyük bir başarı da, 1977 yılında, İtalya'da, Genç Kızlar Avrupa Şampiyonası Elemeleri'nde elde edildi. Genç Kız Ulusal Takımımız dörtlü turnuvada Belçika'yı 3-0, İtalya'yı 3-2, İspanya'yı 3-0 yenerek birinci oldu.
Türkiye, Asya voleybol anlayışının etki alanında, Doğu Avrupa'nın yüksek voleybolundan uzaklaşıp çağdaş bir anlayışa yönelirken, hem erkeklerde, hem kızlarda, teknik, taktik yönünden yabancı ülkelerdekine denk hatta çoğuna üstün bir voleybol oynar duruma geldi. Bu arada, Asya voleybol anlayışının birçok hareketi benimsendiyse de, bu sistemin temeli olan flash hareketi bir türlü yaygınlaştırılamadı. Böylece de bizim "Çağdaş voleybol"umuzda "erken sıçrama" pek yer almadı.
Antrenörlerimizin, son yıllarda, özellikle bloktaki yetersizliğimiz üzerinde durdukları, boy, yapı, güç sorunlarına eğildikleri gözleniyor.
Asya voleybol anlayışı aşağı yukarı on yıl içinde bütün ileri gitmiş voleybol ülkelerini etki alanına almıştı. Her ülke kendi voleybol anlayışını gözden geçirip köklü değişikliklere uğratmış, kısa sürede dünya voleybolu bambaşka bir görünüm kazanmıştı. Artık her şey ortaklaşa kullanılıyordu. "Asya voleybolu", "Japon voleybolu" demenin de bir anlamı kalmamıştı; "Çağdaş voleybol" deniyordu.
Türkiye ise iki anlayışı birlikte sürdürmekte en fazla direnen ülkelerden biri oldu. Çünkü en seçkin oyuncular kurum kulüplerinde toplanmışlardı. ODTÜ, Altınyurt gibi amatör kulüplerdeki, ulusal takımlardaki çalışmalar, amacı yalnızca şampiyonluk olan kurum kulüplerini etkilemiyor, "Riskli voleybol" diye adlandırılan çağdaş voleybol bu takımlara bir türlü giremiyordu. Genç oyuncuların ulusal takımlardan götürdükleri hareketler, başarılı olabildikleri sürece, oyunu süslemek için kullanılıyor, böyle "fantezi" hareketlere genellikle kolay maçlarda göz yumuluyordu.
Bu yanlış tutumu kıran kulüp Eczacıbaşı oldu. Kuruluşunda, Deplasmanlı Lig'e yükselişinde Ayhan DEMİR'in büyük emeği olan bu kulübün, "Başarıya hangi tarz götürüyorsa o tarz iyidir" görüşünü savunan yöneticileri, içerdeki başarılarla yetinmeyerek Avrupa Kupalarında başarı aramaya başlayınca, hem erkeklerde, hem kızlarda çağdaş voleybola yönelmek gereği duydular.
Ayhan DEMİR'den sonra teknik direktörlüğe getirilen Cengiz GÖLLÜ, aslında , Türkiye'de Asya voleybol anlayışının file hareketlerini ilk uygulatan antrenörlerden biriydi. Ayrıca, 1971 yılında, ulusal takımlarımızın Asya voleybol anlayışına yönelmeleri gerektiği konusunda karar alan Voleybol Federasyonu Teknik Komitesi'nin de bir üyesiydi.
İçerde, kolay, hataları en aza indiren Doğu Avrupa voleybolu ile sonuca gidilebiliyordu, ama dışarıya açılınca, artık herkesin oynadığı çağdaş voleybola geçmek, başarılı olabilmenin tek yoluydu.
Liglerde Eczacıbaşı'nın çağdaş voleybol oynamaya başlaması, İtfaiye (Değer ERBAY), Galatasaray (Cahit ERDOĞUŞ), Vinylex gibi güçlü takımların bu yoldaki çabalarıyla birleşince, birtakım inatçı direnmelere karşın, Türk voleybolunun görünümü de değişiverdi. Bunun sonucu olarak da, kulüp takımlarımız Avrupa kupalarında finallere yükselmeye, dereceye girmeye başladılar.
Gene Cengiz GÖLLÜ'nün Eczacıbaşı'nda yürüttüğü "Çağdaş voleybol" çalışmalarının ürünü olan çok büyük bir başarı da, 1977 yılında, İtalya'da, Genç Kızlar Avrupa Şampiyonası Elemeleri'nde elde edildi. Genç Kız Ulusal Takımımız dörtlü turnuvada Belçika'yı 3-0, İtalya'yı 3-2, İspanya'yı 3-0 yenerek birinci oldu.
Türkiye, Asya voleybol anlayışının etki alanında, Doğu Avrupa'nın yüksek voleybolundan uzaklaşıp çağdaş bir anlayışa yönelirken, hem erkeklerde, hem kızlarda, teknik, taktik yönünden yabancı ülkelerdekine denk hatta çoğuna üstün bir voleybol oynar duruma geldi. Bu arada, Asya voleybol anlayışının birçok hareketi benimsendiyse de, bu sistemin temeli olan flash hareketi bir türlü yaygınlaştırılamadı. Böylece de bizim "Çağdaş voleybol"umuzda "erken sıçrama" pek yer almadı.
Antrenörlerimizin, son yıllarda, özellikle bloktaki yetersizliğimiz üzerinde durdukları, boy, yapı, güç sorunlarına eğildikleri gözleniyor.
BAŞKENT-06-ESİNTİ :: SPOR :: VOLEYBOL
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz